KAYYIM GASBI, SÖZDE “DEMOKRASİ”YE DARBE DEĞİL, ASLEN HALKIN İRADESİNE MEYDAN OKUMADIR! KABUL ETMİYORUZ!

“Çözüm” maskaralığıyla Kürt halkını, ulusal önderliği şahsında bölmeye çalışarak tüm “açılım” ve “normalleşme” rezervlerini tüketip halk düşmanı karakteri ayan beyan gözler önüne serilen AKP/MHP faşist bloku, devlet erki üzerinden seçilmiş belediyeleri atadığı kayyımlarla işgal edip “zor” yoluyla ele geçirme hamlesini yeniden gündemleştirmiş bulunuyor.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Esenyurt, Mardin, Batman, Halfeti belediyelerinin kayyımlarla gasbedilmesi saldırısına, dün Dersim ve Ovacık da eklenerek devam edildi. Bu saldırıların sıralı bir tarzda devam edeceği de böylece netleşmiş görünüyor.

Açık ve net olarak bilinmeli ki Dersim ve Ovacık belediyelerine yapılan kayyum atamaları, “demokratik” bir ülkede yaşayan halkın iradesine açık faşist bir darbedir. Seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması, halkın yerel yönetim hakkının gasp edilmesi anlamına gelmektedir. Bu durum, sadece Dersim ve Ovacık halkını değil, tüm Türkiye ve Kuzey Kürdistan’daki demokrasi güçlerini derinden yaralamaktadır ve ardı ardına gelişerek faşizmin rahat baskılarını meşrulaştıracaktır. Sokak ve alanlarda ciddi bir örgütlenme ile geri püskürtülmediği zaman bu baskıcı, gerici, faşist hegemonyanın toplumu sindirmesine ve örgütsüzlüğü derinleştirerek kitlelerin pasifize olmasına neden olacaktır.

Neden Kayyım Atanması Kabul Edilemez?

Seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması, halkın sandıkta verdiği kararın hiçe sayılmasıdır.
Kayyım atamaları, demokratik kurumların zayıflatılması ve faşist otoriter rejimin güçlendirilmesi anlamına gelir.
Belediyelerin kendi kaynaklarını yönetme ve halkın ihtiyaçlarına göre hizmet üretme yetkisinin kısıtlanması, yerel yönetimlerin özerkliğini ortadan kaldırır.
Bu tür uygulamalar, toplumda derin yaralar açar ve kutuplaşmayı artırır. Doğal olarak ülkenin devrim ve sosyalizm mücadelesini engeller.

Devrimci ve sosyalist bir perspektiften bakıldığında, kayyım atamaları sadece bir siyasi olay değil, aynı zamanda toplumsal adaletsizliğin ve eşitsizliğin derin bir göstergesidir de. Halkın kendi kendisini yönetme hakkı, sosyalist bir toplumun temel taşlarından biridir. Kayyım atamaları, bu temel hakkı yok saymakta ve halkın kendi geleceğini belirleme özgürlüğünü elinden almaktadır.

Öyleyse Ne Yapılmalı?

Kayyım atamalarının derhal kaldırılması ve seçilmiş belediye başkanlarının görevlerine iade edilmesi gerekmektedir.
Tüm demokrasi güçlerinin bir araya gelerek bu haksızlığa karşı ortak bir mücadele vermesi gerekmektedir.
Uluslararası demokratik toplum güçlerinin Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da ki bu gelişmeleri yakından takip etmesi ve baskı uygulaması gerekmektedir.

Dersim ve Ovacık belediyelerine yapılan kayyım atamaları, Türkiye ve Kuzey Kürdistan’daki devrim ve demokrasi geleceği açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu haksızlığa karşı sessiz kalmak, demokratik değerlere sahip çıkmamak anlamına gelir. Tüm demokrasi güçleri, bu konuda birlik olup mücadele etmelidir.
Gün kayyım saldırılarına karşı tüm anti-faşist güçlerin bir araya gelerek; artarak devam edeceği bilinen bu saldırılara karşı barikat olma ve karşı hücumu örgütleme günüdür.
Dersim halkının kayyım gaspına karşı sokakları tutuşturan isyan ateşi, bir işaret fişeği olarak görülüp duyarlı tüm güçlerin bu tutumu besleyen sahiplenme ve desteğiyle büyütülmelidir.
Dersim halkının iradesine, şehrine ve yerel yönetim hakkını sahiplenen bu eylemli duruşunu selamlıyor, faşizmin er geç bu topraklardan sökülüp atılacağı günlere olan sarsılmaz inancımızı bir kez daha teyit ediyoruz.

Kahrolsun faşizm ve kayyım gaspı!
Halkın iradesine darbe kabul edilemez!
Halkın iradesi mutlaka zafere ulaşacaktır!
Gerçek demokrasi seçimle değil, devrimle gelecektir!

DEMOKRATİK HAKLAR PLATFORMU

Önceki İçerik31 MART 2024 YEREL YÖNETİM SEÇİMLERİNE VE SONUÇLARINA İLİŞKİN GECİKMİŞ BİR DEĞERLENDİRME VE KİMİ TESPİTLERİMİZ!