Emperyalist-kapitalizme göbekten bağımlı olan Türk devleti, açlık, yoksulluk, yoksunlukla mücadele eden başta işçi sınıfı olmak üzere ezilen, sömürülen halk kitlelerinin kurtuluş kavgasını “iç çekişmeler” ile ötelemeye, sermaye devletinin kekiklerinden birine yedeklemeye ve böylelikle ömrünü uzatmaya çalışmaktadır.
Buna rağmen, sendikal hakları, grevleri yasaklanan işçiler, ürettiği ürünü elinde kalan, topraktan koparılan köylüler, geleceği karartılan gençlik her türden baskı ve saldırılara karşı sokakları direniş alanlarına dönüştürüyor. Burjuvazinin klik dalaşlarıda bir kliğin peşine takılmak istenen gençlik, kendi geleceği, toplumsal kurtuluşun bayrağını taşırken sloganlarını gür sesiyle haykırmakta.
İşçi sınıfı, emekçi köylülük ve ezilen tüm halk kesimlerinin “Zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi yoktur, kazanacağı bir dünya vardır” şiarıyla mücadele etmeye ihtiyaç vardır. Her şart altında sınıf bilincimizle emekçi halkımızın yanında olmak elzemdir. Kitlelerin yaşanabilir bir ülke mücadelesini klik dalaşlarına çekmeye çalışan burjuvazinin temsilcilerine en iyi yanıt, kitlelerim içinde, kitlelerle birlikte mücadeleyi yükseltmekle olur. Her mücadelenin sınıf mücadelesine bağlanması, işçi sınıfının iktidar mücadelesinin geliştirilmesi, burjuva kliklerin ve de sarı sendika bürokrasinin sınıfı aldatan, kitlelerin kurtuluş umudunu söndürmeye çalışan her türden saldırıya karşı mücadele edilmelidir.
Halkın menfaati ile kendi menfaatimiz çeliştiğinde halkın menfaatinden yana olacağımız tarihi bilincimizle yol almaktayız. Bu kan denizinde kitlelere dayatılan yoksulluk, yoksunluk, sefaletin kaderleri olmadığı, geleceğin kendi kollarında olduğu sürekli hatırlatılmalıdır.
Bu bilinçle, birleşik, kitlesel, özüne uygun bir 1 Mayıs’ın kutlanmasına duyulan özlem, yaşamın her alanında kitlelerle birlikte birleşik bir mücadeleye atılmakla mümkündür.
BİJÎ YEK GULAN!
YAŞASIN 1 MAYIS!
DEMOKRATİK HAKLAR PLATFORMU
